İngiltere’de yer alan Exeter Üniversitesi Küresel Sistemler Enstitüsü tarafından yapılan araştırmada, deniz ve okyanuslardaki mikroplastik kirliliğinin yeni tip corona virüse (Covid-19) benzer ölümcül salgınlara yol açabileceği aktarıldı.
Çapı 5 milimetreden küçük olan plastik parçacıklar deniz ve okyanuslara endüstriyel atıklar, tekstil lifleri ve kozmetik ürünlerin taşınmasıyla ulaşıyor ve her yıl yaklaşık milyonlarca ton mikroplastik okyanuslara taşınıyor.
Diğer taraftan, Arktik ve Alp toprakları da dahi olmak üzere okyanusların en derin kısımlarına kadar tüm gezegeni kirleten mikroplastikler nedeniyle her yıl milyonlarca deniz canlısı ölüyor.
GELECEK YÜZYILDA DENİZ CANLILARININ YÜZDE 80’İ YOK OLACAK
Uzmanlar, önlem alınmadığı takdirde 2100 yılına kadar deniz ve okyanus canlılarının yüzde 80 azalacağını öngörüyor. Bununla birlikte buzullar ve karla kaplı alanlarda bieiken mikroplastiğin ise Güneş’in ısısını absorbe etmesiyle kutuplardaki erimeyi artırıyor.

VİRÜS VE BAKTERİLER MİKROPLASTİKLER ARACILIĞIYLA YENİ ALANLARA TAŞINIYOR
Diğer yandan, mikroplastiğin biyoçeşitliliği yok etmesinin doğal bir sonucu olarak salgın hastalıklar görülme olasılığı artıyor. Parçacıklar toksik kimyasallar ve zararlı mikroplar barındırıyor ve bunları yutan deniz canlılarını tüketen insanlarda çeşitli hastalıklar görülüyor. Bunun yanı sıra, mikroplastikler insan ve hayvanlardaki çeşitli virüs ve bakterilerin yeni alanlara yayılmasına da olanak sağlıyor.
MİDYE VE İSTİRİDYEYE DİKKAT
İngiliz bilim insanlarının yaptığı çalışmada, bu ultra küçük plastik parçacıkların, yüzeyde ir mikrop topluluğu olan biyofilm tabakası oluşturduğunu ve özellikle midye ve istiridye gibi canlıların bu tabakadan beslendiği aktarıldı.

DENİZ VE OKYANUSLARDAKİ PATOJENLERİN SAYISI ARTIYOR
Öte yandan bilim insanları, mikroplastiklerinin okyanusa süzüldükten sonra bakteri ve virüsleri nasıl taşıdığına ve bunun insanların ve hayvanların sağlığını nasıl etkilediğine dair ilişkin bilgi boşluklarının hala var olduğunu söylüyor. Ancak, konuyla ilgli açıklama yapan Exeter Üniversitesi Küresel Sistemler Enstitüsü’nden Dr. Ceri Lewis, “Dünyanın dört bir yanındaki okyanuslardaki plastik yüzeylerde çok sayıda patojenin varlığına ilişkin artan raporlar özellikle endişe verici. Her yıl dünya okyanuslarına ulaşan milyonlarca ton plastik ve yüzeyde yüzen trilyonlarca parçacık var” ifadelerini kullandı.



TGF’DEN BAŞKAN ÖMEROĞLU’NA ZİYARET
TGF’DEN BAŞKAN ÖMEROĞLU’NA ZİYARET
Adıyaman Türkay Gazetesi 26 yaşında! Adıyaman’da 1 Kasım 1999 tarihinde yayın hayatına başlayan Türkay Gazetesi, aralıksız sürdürdüğü yayın yolculuğunda 25 yılı geride bırakarak 26. yılına adım attı. Kurulduğu günden bu yana “tarafsız, doğru ve halktan yana” yayın ilkelerini benimseyen Türkay Gazetesi, Adıyaman basınının köklü markalarından biri haline geldi. Gazetenin imtiyaz sahibi Osman Gül, Türkay Gazetesi’nin 26 yıllık yolculuğunu, yaşadıkları zorlukları ve geleceğe dair hedeflerini anlattı. “1999’DA BİR HAYAL İLE BAŞLADIK” Gazetenin imtiyaz sahibi Osman Gül aile şirketleri olan Türkay Gazetesi’nin 26 yıllık yolculuğunu, yaşadıkları zorlukları ve geleceğe dair hedeflerini anlattı. “Türkay Gazetesi, 90’ların sonundaki o heyecanlı basın döneminde doğdu. Gazetemizi kurarken tek bir hayalimiz vardı: Adıyaman halkının sesi olmak. 26 yıl önce küçük bir ofiste, birkaç masa ve bir daktilo ile çıktık yola. O günden bu yana teknoloji değişti, şehir büyüdü, biz de büyüdük. Ama çizgimizi hiç bozmadık; tarafsız, ilkeli ve halktan yana duruşumuzdan taviz vermedik” dedi. “Deprem bizi de yıktı ama yeniden ayağa kalktık” 6 Şubat depreminin, tıpkı şehirdeki diğer kurumlar gibi Türkay Gazetesi’ni de derinden sarstığını belirten Osman Gül, yaşadıkları zorlukları şu sözlerle anlattı: “Depremde ofisimiz büyük hasar gördü, arşivimizin bir kısmını kaybettik. Ama o günlerde bile ‘yayına ara verelim’ demedik. Konteynerde, hatta bir dönem otomobilin bagajında dizüstü bilgisayarla haber yaptığımız oldu. Çünkü biz bu şehirle var olduk. Adıyaman acı içindeyken, biz susamazdık. Türkay Gazetesi, deprem sonrası da halkın sesi olmaya devam etti.” “GAZETEMİZ BİR OKUL GİBİYDİ” Yıllar içinde birçok genç gazetecinin Türkay çatısı altında yetiştiğini ifade eden Gül, “Bu gazete sadece haberin değil, emeğin de merkeziydi. Nice genç muhabir burada mesleğe başladı. Kimisi ulusal basına geçti, kimisi hâlâ Adıyaman’da halkın haberini yapıyor. Bizim için en büyük gurur, Türkay Gazetesi’nin bir okul kimliği kazanmasıdır” dedi. “OKURLARIMIZ OLDUKÇA, TÜRKAY GAZETESİ’DE YAŞAYACAK” Osman Gül, Türkay Gazetesi’nin 26 yıllık serüveninin en büyük gücünün okurlar olduğunu vurgulayarak sözlerini şöyle tamamladı: “Gazete dediğiniz şey, sadece kâğıt ve mürekkep değildir. Okurlarınız varsa yaşarsınız. Biz 26 yıldır Adıyaman halkından aldığımız güçle ayakta kaldık. Her dönemde zorluklar oldu, baskılar oldu, ekonomik sıkıntılar yaşadık ama hiçbir zaman kalemimizi eğmedik. Çünkü biz halkın gazetesi olduk, halkın gözüyle baktık. Desteğiniz sürdükçe Türkay Gazetesi, Adıyaman’da haberin sesi olmaya devam edecek.”
Ülkü Ocakları Genel Merkezi’nin Terasında Safran Hasadı!
Maya Göz Hastaneleri ile Türkiye Gazeteciler Federasyonu Arasında İş Birliği Protokolü İmzalandı
Ülkü Ocakları’ndan yeni adım: Türkofobi İzleme Merkezi kuruluyor
TGF GENEL BAŞKANI YILMAZ KARACA, KARABÜK GAZETECİLER CEMİYETİ ZİYARETİNDE KONUŞTU ÇARPICI AÇIKLAMALAR YAPTI
“ANADOLU BASINININ SORUNLARI ARTIYOR”