BOKÇU !
Aslında makalenin başlığını okuyunca boktan bir yazı olarak algılamanızı sağlamak değildir amacım.
Tarsus, benim doğduğum, büyüdüğüm ve her canlı gibi sonunda benimde tadacağım ölüm sonrasında kabir döşeğimdir. (mezar nasip olursa)
Acayip bir kenttir benim memleketim….
“Heye”si…
İngizlizcenin “okey”inden, Türkçenin “evet”inden fazla kullanılır.
Şelala ırmağında ve İkisu kanalında “çim’meyen” gençlerin her zaman Tarsus hatıralarında bir yanı eksik kalacaktır.
Evliyaları ve mübarekleri kadar siyasi fırıldakları da meşhurdur güzel memleketimin.
Tarsusun siyasi fırıldaklarını bir başka makalede enine boyuna tek tek maceraları ile ele almaya çalışacağım.
***** ***** ***** ***** ******
GELELİM BAŞLIĞA KONU OLAN BOKÇU’YA…
Dedim ya, Tarsus acayip bir kenttir.
Örneğin, yediğimiz içtiğimiz en lezzetli gıdaların bize ulaşmasına vesile olan ustaların lakapları, beni çok güldürmüştür.
Mesela, Tavuk Izgarayı KİRLİ MAHMUT’DAN
Tavuk Çorbasını PİSLİK APO’DAN..
Şalgam suyunu BOKÇU ALİ’DEN…
Pastayı BOKU BOZUK AHMET’TEN..
Tavuk haşlamayı LÖP LÖP SÜPİ’DEN…
Kebabı, DÜMBÜK BURHAN’DAN
Et mangalı TONBUL NACİ’DEN…
Ciğer şişi, KILÇIK SÜPHİ’DEN…
Sakatat ve işkembeyi RABBAH’TAN..
Gazozu DELİ DURAN’DAN..
Sebze ve Meyveyi DÜDÜKÇÜ NECATİ’DEN..
Ve daha ne ilginç lakaplı ve elleri öpülesi Tarsus esnaflarımız..
Lakapları ile yaptıkları iş, aslında Tarsus insanının kalbindeki paklığın, temizliğin, sevginin ve hoşgörünün referansıdır.
Pislik’te tavuk çorbası içmek ve onun laflarından nasibinizi almak için erkenden gitmeniz lazım.
Çorbayı içerken o size laflarla iteleyecek, şalgamı içerkende lakabı aklınıza bile getirmeyecek kadar kana kana şalgama doyacaksınız.
Dedim ya, hangi ülkede, hangi il veya ilçede, PİSLİĞİN YERİ diye tabela görseniz orada yemek yemeniz mümkün değildir.
Biz bugün bir gazoz için Deli Duran’ı, hormonsuz ürün satan Düdükçü Necatiyi, Pisliği ve diğerlerini saygı ile anıyoruz.
İyiki varmışsınız, iyiki Tarsus sizi tanımış, iyiki o lezzet diyarınızdan bizlerde kısmetlenmişiz.
Aramızdan ayrılanlara rahmet diliyorum.
Bir Fatiha okuyalım mı?
“HEYE” dediğinizi duyar gibiyim……
OKAN ÇALIŞKAN
Daha önce kaleme aldığım yazıyı İngiltere’den bir Tarsus’lu arkadaşım atarak hatırlattı. Bende sizinle tekrar paylaşmak istedim.